- yaygara
- "howl, shouting; hullabaloo, brouhaha (over something relatively unimportant). -yı basmak/koparmak to set up a howl (about something relatively unimportant)."
Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.
Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.
yaygara — is. 1) Gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çağırma Cıyak cıyak bir dudu yaygarası, herkesi yerinden sıçrattı. S. M. Alus 2) mec. Şikâyet, sızlanma Bizim gazetecilerin bu yaygaraları bence de haklı. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaygara — söylenti, abartma … Beypazari ağzindan sözcükler
yaygara koparmak — yaygarayı basmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağrışmak — le 1) Birbirini çağırmak 2) nsz Hep birden bağırarak yaygara etmek Koşuşa çağrışa etrafa dağılıyorlar, ağaçlara tırmanıp çimenlerde yuvarlanıyorlardı. R. N. Güntekin Birleşik Sözler bağrışa çağrışa … Çağatay Osmanlı Sözlük
farfara — sf., Ar. ferfere 1) Çok konuşan Dalmış gülüp konuşmaya yüzlerce farfara / Yorgun kulaklarımda sürerken bu yaygara. Y. K. Beyatlı 2) Ağzı kalabalık 3) Yüksek sesle konuşan 4) Çok övünen … Çağatay Osmanlı Sözlük
VAVEYLA — Çığlık, yaygara, feryat. * Eyvah, yazık gibi üzüntü ifadeleri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
YÂVE — f. Hezeyan. Yalan. Yaygara. Saçma sapan söz. * Sahipsiz hayvan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük